31 Mart 2013 Pazar

Essence Oz The Great and Powerful Krem Allık-Çatlayan Oje



Kısa bir yazı yazıp kaçıcam. Çünkü bir Essence koleksiyonu hayal kırıklığının daha sonuna geldik :)
Oz The Great and Powerful koleksiyonundan sadece açık mercan renkli oje ve krem allığı almış bulunuyorum.. Geçen haftasonu aldığım bu ürünler ben de hala bir heyecan uyandırabilmiş değil..
Ojenin yapısı çok enteresan tek başına sürerseniz mat bir oje, baz ojenin üzerinde ise çatlıyor. Yapısı kalın ve ben ilk defa çatlayan oje denediğim için nefret ettim! Bir blogda çatlayacak ojenin fazlaca sürülmesi gerektiğini okumuştum. Mantıken altındaki baz oje iyice kurumadıysa, ojenin çekebilmesi için pürüzsüz zemin oluşmamış oluyor ve ne kadar fazla sürerseniz moleküller arası çekim kuvveti artacağından daha kolay çatlıyor. "Suyun cazibesi" denilen olay gibi düşünebiliriz bunun, bir masaya su damlattığımızda su molekülleri birbirini çeker ve yakınlaşırlar, çatlayan oje de bu şekilde yaklaşıp, kurudukça hacim kaybedip çatlamış şekilde görünüyor. Sonuç olarak teoride konuyu bilmek uygulamaya yetmedi :) Nitekim kururken alttaki ojenin rengi açıldı, çatlamadı, çok geldi, az geldi.. İlk denemede aradığımı bulamayınca henüz tekrar uğraşmadım. Ama en azından oje kolay silindi, korktuğum gibi olmadı!

Bakınız; sim..

Allığı çok merak ediyordum, olumsuz yorumlar okumama rağmen ve simli olmasına rağmen aldım. Çünkü yanaklarımdan nefret ediyorum! Avurt çöküntüsü denilen kısımda, yanağım rengi tutmuyor, çok saçma bir şekilde fırçayla bir kez dokunduğumda yanağımın bir kısmı renklenmemiş oluyor. Sanırım sıvı kaybına bağlı çöküntü falan filan..
Neyse, aynı zamanda karma cildin etkisiyle kuru yanaklarım için krem allık denemek istiyordum. Alır almaz avm'nin lavabosunda denedim, parmak uygulamasıyla çok kötü sonuç veriyor, çünkü ne kadar dağıtırsanız o kadar dağılan bir ürün! 
Elle dağıtılırsa rengini tamamen kaybedip geriye simler kalabiliyor. Bu yüzden dün, Hande'nin videosunda söylediği gibi stipple fırça ile uyguladım. Yine bu fırçayla da tamponlayarak dağıtıp, yedirdikten sonra, istediğiniz yoğunlukta bırakırsanız allık gayet sağlam bir şekilde sabitleniyor. Yani kalıcılığı ne kadar yoğun uyguladığınıza bağlı... O altın simler bu allıkta niye var çözemedim.. Essence her koleksiyona bir sim, ışıltı bir şeyler ekliyor, filmleri izlemedim belki onların ruhuna uygundur ama bence tek çeşit ve tek renk olarak üretilen bir şeyin daha geniş kesime hitap etmesi daha mantıklı.. Gerçi turkuaz far ve kalemler de oldukça spesifik ürünler, tamam tamam vazgeçtim bu fikrimden :))
Allık 14 ml.. Bronzlaşmayı tercih edenler için, yazı geçirebilecek bir ürün..
Essence standında çok miktarda yeni ürün vardı ama şu ürünlere verdiğim 15 lirayı bile saçma ve anlamsız buldum, o yüzden yenilerden almadım.. Özetle allık belki alınabilir ama bu ojeye 5 lira bile çok..
Sonraki yazıda NYX gloss ve far paletlerinden bahsedeceğim. Her şeyi çöpe atıp, gidip Urban Decay palet alasım var :s Gereksiz şeyler almayı bıraksak çok hoş olacak.. 

30 Mart 2013 Cumartesi

Sahte MAC Satan Facebook Sayfaları

Facebook üzerinden faturasız satış yapmak zaten yasak olduğu gibi bir de sahte ürün satarak insanların duygularıyla oynayan sayfalara zaten çok alışığız değil mi?
Bari bunu yaparken dini duyguları kullanmasanız, sayfada dini içerikler paylaşmasanız, insanları tehdit etmeseniz??
Zaten blog okuyanlar içinden bile MAC, Loreal, Lancome gibi markaları önüne koysan gerçeğiyle ayırt edemeyecek, line'da öyle bir ürünün var olup olmadığını bilmeyecek bir sürü insan var. Bunun bir de facebookta dolaşırken reklamları gören sıradan insan boyutunu düşünecek olursak, kaç yıllık şirket olduğunuz ve insanların sırtından nasıl para kazandığınız çok açık!!! 
Kozmetikss sayfasının duvarına yazdığım yazı sonrası aldığım hakaret mesajını paylaşacağım. Ve özür dilemezlerse yaptıkları sahte satışlarla ilgili şikayette bulunacağım! Ki özür dileseler bile suç işlemeye devam ediyorlar!! 
Parfümleri normal fiyatlarla satıp da 10-15 liraya nasıl Mac sattığınızın yanıtını bekliyorum..

hanfendi siz ne yapmaya çalışıyorsunuz sayfamıza küstah bir şekilde paylaşımda bulunuyorsunuz bizimle bir alıp veremediğiniz bişimi var siz adana biz istanbul oriflame zaten patlamış bizim sattığımız ürünler belli yurtdışından kendim getiriyorum.KİMSENİN HUZURUNU BOZMAYA HAKKINIZ YOK HADDİNİZİ BİLİN BU DEVİRDE KİMSENİN EKMEĞİNLE OYNANMAZ... AYRICA AMACINIZ NEDİR HALEN ANLAYAMADIM BİR ANLAMDA VEREMEDİM TEKRARLAMAYIN BİZ 9 YILLIK KOZMETİK FİRMASIYIZ ÖZELLİKLE BELİRTİYORUM HADDİNİZİ BİLİN


Arkadaşlar bana bu mesajı atmış! Neyin haddini biliyorum? Napacaksın öldürecek misin!?

22 Mart 2013 Cuma

Adanalı Blog Yazarları Buluşuyor!!

Dün bir mail aldım hemen organize olduk. Pembe Dünyammm.. blogunun yazarı JanJan, yazılarımdan Adanalı olduğumu görünce mail atmış, benim de aklımda olan ama düzenlesek gelen olur mu ki? etkinliğini artık gerçekleştirelim istedik ve hemen davetiyemizi oluşturdu :)
Yorum olarak ya da mail ile ulaşıp hangi günlerde müsait olduğunuzu ya da buluşulacak mekan hakkındaki fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Sanırım pazar günü herkes müsait olabilir, bana her gün bayram :) Şehir merkezine yakın bir yer isteniyor bu yüzden Optimum AVM'de buluşup aynı zamanda alışveriş de yapabiliriz..
Fikirleriniz bekleniyor :)
Hatta yakın çevreden gelebilecek herkesi de bekliyoruz, olmadı bir gün de bir Mersin Forum'a iade-i ziyarete geliriz :)


20 Mart 2013 Çarşamba

Evlenmelik Koca-Mini Sephora Alışverişi

Haftasonu Sephora açılışından bir şeyler almak için kalktım şehir merkezinin yollarını tuttum. Otopark bulabilmek için 2 caddede, 3 tur atıp, u dönüşü ve sola dönüş yasak olduğu için 5-6 kavşak ilerinden dönüp geldikten sonra, mağaza yakınında yemek yiyen arkadaşlarımın yanına uğradım. North Shield'da yemek yedik. Maç olduğu için tuhaf bir ortam vardı yine, sevgilisiyle maç izlemeye gelen asortik abilerin kıraathanesi gibiydi! Neyse... Arkadaşımın arkadaşı, benim yeni tanıştığım kız, karşı masada hesabı ayrı ayrı ödeyen sevgililere takıldı.. N'olmuş yani? Ben bazen tüm hesabı ödüyorum dedim.. Sonra biz kendi hesabımızı ödemek için kalktığımızda, yine herkes kendi yediğini içtiğini ödedi ve bu bizim hatun, tuttu tüm hesabı kendi şirketi adına fatura kestirdi! E madem şirketinden parayı alacaksın, az ye azıcık delikanlı ol, tüm hesabı öde :) Ya da sadece kendi ödediğin paranın faturasını al.. Bu kadar çapulculuğun gereği ne? Bu "çapulculuk" lafına da onlardan takıldım!..
North'tan kalkıp hemen yandaki Sephora'ya geçtik, bu zengin geçinen arkadaş hiçbir şeye bakmadı :) Onlar beklediği için ben de hiçbir şeye bakamadım sadece bir tane ruj bulabildim. İndirime özel sadece bir seride indirim vardı, 5 liraydı . Kahverengi ve koyu kırmızı vardı, bir manyaklık yapıp tupturuncu duran bir rengi seçtim ama gloss'umsu yapıda olduğu için çok turuncu durmuyor, elimde açık nar çiçeği müthiş bir renk duran arkadaş, dudağımda kahverengiye doğru yol aldı :)
Oleeyyy, ben de üstümde pijama, camdan dışarı uzanıp fotoğraf çektim :))
Sephora Rouge Shine 29 numara
Meyvemsi bir kokusu var. Açılışa özel seyahat boyu ürünler verileceğini yazmışlar her yere. İçi tester dolu bir çanta hayal ederken, Sephora'nın çift fazlı makyaj temizleyici numunesini verdiler. Olsun, onu da çok merak ediyordum. Daha sakin bir kafayla ve kredi kartımı evde unutmadığım bir anda tekrar dadanacağım Sephora'ya.
Bilmeyenler ve Sephora Adana'da nerede? diyenler için; istasyon tarafından Ziyapaşa Bulvarı'na girdiğinizde, sağ tarafta North Shield'ın yanında, Özsüt'ün karşısında.. 
Ayrıca, Too Faced markası yoktu ama olmayan ürünleri sipariş verdiğinizde getirtebiliyorlarmış..
Neyse, dedikodumuza devam edelim.. Akşamüzeri arkadaşların yanından ayrılacakken, bir başka arkadaşları geldi, hatun benim ilkokul arkadaşım çıktı :) Sonra onunla da vakit geçirmek için kaldım. Özel üniversitede okumuşlar sanırım, hayatları para yemekle geçmiş.. İlişkiler, evlilik konuları yine gündemimizin ana maddesiydi, ilkokul arkadaşım evliliğe uzak olduğunu şu sözlerle aktardı; "ailemin sağladığı imkanları sağlayamayacak bir çapulcuyla niye evleneyim?" !! Aşık olabileceği potansiyel bir insanı "çapulcu" diye niteliyor!? Hatta o grubun aşık olabileceğine de inanmıyorum.. Evlenmelik koca arıyorlar! Sonra da o adamların parasına aşık oluyorlar.. Ben, tanıdığım hiçbir erkeğin ön şartlarında maddi durumunu incelemedim, yukarıda söylediğim gibi hesap da ödedim. Şimdi bu noktada salaklık bende mi? Yine de ben mutsuzum, onlar kahkahalar saçarak etrafta salınıyor.. Bu erkeklere böyle mi davranmak gerekiyor yani? Onların bizi kategorize ettiği gibi biz de onları üniversitede gezmelik, evlenmelik, romantizm yaşamalık diye sınıflandıralım mı? 
Ve bütün bunlar olurken, sevgilim beni Sephora'ya götüreceğine söz vermişti, sonra 3 gün süren bir rapor yazma işine gömüldüğünü duyanlar olmuş :s Adam benim yerime de çalışıyor, işbu sebeple bir ara zaman bulup evlenir miyiz, evlenirsek adam evin yolunu bulur, gelir mi, gelirse evde de çalışır mı? düşünmek bile istemiyorum :)
Daha çok konu var ama, saracak adam arıyordum, bu hatunlara denk geldi. Daha birkaç hafta söverim ben :)
Şimdi gel de bu yazıya başlık bul.. Ben kozmetik yazıyormuş gibi yapsam da arada günlük yazsam olur mu? Siz anlarsınız beni zaten :) 


19 Mart 2013 Salı

Bloglovin mevzusu

Hııı ben de niye insanlar sürekli Bloglovin linki yayınlıyor diyorum :s Google reader okuma linkinizi otomatik yüklüyor ama blogu eşleştirebilmek için post hazırlamanız gerekiyormuş :)
Pek muhterem Alışveriş Danışmanı'mızın blogunu da aktardın ya sevdim seni Bloglovin!

<a href="http://www.bloglovin.com/blog/5182195/?claim=6ct95ncr72q">Follow my blog with Bloglovin</a>

Body Care&Spa Vigor Bee El ve Vücut Losyonu

8 Mart Gratis indiriminin 2. vurgununda, Bee Beauty mi alsam o mu bu mu hangi koku derken, o minik ambalajlarıyla ve harika kokularıyla sevdiğimiz el kreminin markasını görünce direk üstüne atladım.. Bu esnada 38 yaşındaki erkek kuzenimin delici bakışlarını üzerimde hissetsem de kokusunu bile çok incelemeden 2 adet 500 ml'lik vücut losyonunu, yine aynı boyda vücut peelingi ve duş jelini alıverdim, alışveriş yazımda bahsetmiştim zaten.
Vücut losyonunu o kadar çok sevdim ki bitirmeye çalıştığım TBS butter'ı bir kenara atıverdim. Yapısı mini boylarında olduğu gibi jel-krem değil, kremden daha hafif, losyondan biraz daha kıvamlı. Bir pompa ürün bir bacağa, bir kola yetiyor. Ürün fazla gelirse ilk anda dağıtması zor gibi görünüyor ama yeterli miktarda uyguladığınızda yapış yapış olmadan hemen emilip yumuşacık bir his bırakıyor. Neutrogena gibi kremlerin ciltte bıraktığı suni kayganlık hissi gibi değil gerçekten nemlendirdiğini düşünüyorum.
Ballı süt kokuyor, içeriğinde tabii ki bal yoktur ama antimikrobiyal ve antioksidan olduğunu yazmışlar :)
Anlamadığım bir hadise var Gratis'e özel ürünlerin üzerinde Gratis iç ve dış tic. a.ş. için üretilmiştir yazıyor, yurtdışındaki mağazanın bir uzantısı olduğunu düşünüyordum ama şimdi bu amcalar direk Türkiye için mi üretmiş oluyor yani? E iyiymiş o zaman.. Alman malı candır :) Paraben içermiyor, başka zararlı varsa buyrun bulun :)

6,75 lira üzerinden %40 indirimle alınca ayıla bayıla kullanıyorum. İndirimsiz fiyatı bile Gratis'te satılan markalara göre uygun ve daha kaliteli geldi bana.. Tabii koku çeşitliliği sorun var, umarım daha fazla ürünü gelir..

18 Mart 2013 Pazartesi

50 Liraya Makyaj Mı? Bloglardan Ürün İstemek mi?




Durumu iyi olmayan arkadaşlarımı kırmadan bir şey paylaşmak istiyorum. Daha önce Pembe Defter kanalının çoook şeker sahibi Öykü, 2 ya da 3 kişiye kullanmadığı ürünleri gönderdiğini söyleyip, neler yolladığını da bizimle paylaşmıştı. Ve geçen hafta farklı bir etkinlik yaparak kısa bir video yayınladı, kendisi hiç müdahil olmadan videonun altındaki yorumlardan haberleşerek, insanlar ihtiyacı olanlara ürün gönderecekti. Öykü daha önceki videosunu yaptığında onu uyarmak istemiştim ama karışmamaya karar verdim fakat bu videoda dayanamayıp fikirlerimi tüm arkadaşlara yorum olarak bıraktım, haliyle hem desteklendim hem çok eleştirildim. Şimdi bunu genişletilmiş olarak sizinle de paylaşmak istiyorum.
Öncelikle elimdeki malzemelerden hem ucuz hem uzun süre kullanılabilecek ürünleri seçtim... Yazının sonunda fiyatlara vereceğim.
Mimi bile yapılan, pekçok blogger'ın bu konuda bir videosu ya da yazısı olan uygun fiyatlı ürünlerle makyaj yapmak üzerine edebiyat parçalayacak değilim.. Herkes gibi ben de kullanıyorum, beğendiklerim, beğenmediklerim oluyor. Amacım bu ürünlerle beraber fikirlerimi de paylaşmak. Birçok arkadaş şehrinde Gratis, Watson's, Mac, Inglot, Sephora gibi mağaza bulamamaktan şikayetçi, bu çok anlaşılabilir bir şey. Videoya yorum yaptığımda "ama benim şehrimde Mac yok ki" yazan oldu.. Bunun üzerine söylenecek söz bulunamaz tabii ki.. Maddi imkanlardan ürüne sahip olamamakla, mağazaya erişemediğin için sahip olamamayı ayırt edemiyorsanız neden blog okuyorsunuz, kime niye makyaj yapıyorsunuz!?
Her Bath and Body Works indirimde ben de burnumu ekrana dayayıp koklamak istiyorum :D Bana da 3-5 mum, 5-10 vücut kremi yollayın mı diyeyim yani? İnsanlar bunun için blog satışı yapıyor, gittigidiyor'da kişiye özel satış açıyor, tanıdığın samimi olduğun bir blogger'la anlaşır rica edersin havaleni yapar, ürününü alırsın bu ayrı bir konudur, maddi olarak sorun yaşamak ayrıdır. Bu konuda da söyleyebileceğim tek şey; hiçbirimiz anamızın karnından bronzerla doğmadık.. İmkanı olmayan kişi muhtemelen çalışmıyordur, her gün makyaj yapması gereken bir durum yoktur, dolayısıyla 10 tane allığı olsa ömrü boyunca bitiremez.. Ben 6 yıllık üniversite hayatım boyunca hafif göz makyajları dışında makyaj yapmadım. Cildimin ihtiyacı olduğunda bile zaten doktor yasaklıyor makyaj yapmayı, şimdi ise yaptığım makyaj haftada 1-2'dir ve henüz fondöten-kapatıcı dışında malzeme bitirebildiğim hiç olmadı..
Bu konunun istismar edildiğinden şüpheleniyor değil, gayet eminim.. Bir kere youtube'da hesap açmak zor bir şey değil, blogger kimliği ile tanınmadan orada bir hesap açıverip rahatlıkla duygusömürüsü yapabilirler. Ki uzun süredir blog yazan arkadaşların çoğunun başına gelmiş zaten ve ürünleri toplayıp satan dahi olmuş... Bu noktada "napalım yani elimizde kalıp bozulsun mu iyilik yapmayalım mı?" diye çemkirenler oldu. Öncelikle benim zihniyetimde yardım, makyaj malzemesi ile olmaz.. Ben de kullanmadığım, rengi uymayan vs ürünleri paylaşırım ama tanıdığım bildiğim insanlarla.. Gerçekten kullanabileceğini bildiğim birine, kandırılmış hissetmeden, gönül rahatlığıyla da veririm.. Normali de bu olmalı bence.. Bloglarda gezip, akşama kadar youtube izliyorsanız hiçbir üretiminiz yoktur, tamam olmayabilir ama en azından indirim zamanlarını görüyoruz hepimiz, Rossmann'dan 3,5 liraya Essence ürünleri alamadıysanız şehrin parfümerilerinde pekçok ürün ve Flormar mağazalardan daha ucuz, Catherine Arley gibi markalar daha fazla satılıyor.. Kısacası, bir bloggerdan ürün isteyeceğime ruj dahi sürmemeyi tercih ederim..
Benim seçtiğim ürünler bu şekilde..
Maybelline Affinitone fondöten, ben 12 liraya aldım ama 14 civarında görüyorum.
Time Balm kapatıcı, hem yüz hem gözünüzde kullansanız 1 yıl bile gider.. 12 lira
Rival De Loop gözaltı için gayet iyi, 6 lira.
Essence bronzer'ı Rossmann'dan 3,5 liraya aldım.
Flormar p115 allık 8-9 lira.
Golden Rose, Essence maskaralar indirimli/indirimsiz 5-10 liraya alınabilir.
Emily dudak kalemini tek başında ruj olarak kullanıyorum 1 liraya kadar bulmak mümkün ama genelde göz kalemleri de 1,80 lira..
Flormar P 046 far paleti 8-10 lira

Merak edenler için uygun fiyatlı fırçalarla ilgili de bir yazı hazırlayacağım, yurtdışı alışveriş cesaretinizi arttırmaya kararlıyım :) Buradan alabileceğiniz Essence fırçaların bile pek bir hayrı yok tek tük dökülüyor, boya veriyor vs..
Yine biraz sert bir yazı oldu ama benim düşüncelerim bu yönde.. Evet ekran arkasından her şey çok şirin görünüyor, kim ne almış diye merak ediyoruz ama özenmeye gerek yok bence, hayat bize ne veriyorsa onunla mutlu olalım ;) Hep söylediğim gibi sevdiğinize güzel görünmeye çalışmayın, sevebileceğiniz güvenebileceğiniz o adam hayatınızdaysa sımsıkı sarılın, gözlerinde her şeyi unutun... 


Taksim Artık Engel'siz


change.org'da sonuç alınabilen bir kampanyanın teşekkür metnini yayınlayacağım aşağıda. Twitter gibi mecralarda ya da direk Taksim'de bu duyuru levhasını görmüşsünüzdür. Beni en çok üzen yanlarından biri, hala müthiş beyinleri "engelli" sözcüğü kavrayamıyor, konunun muhatabı engelliler olmasına rağmen ve bu tip sözcükleri duymaktan büyük hicap duymalarına rağmen, anlayamazlar diye bir de "özürlü" olarak belirtme gereği duymuş olmaları.. Özür dilenecek hallerini ortaya koyuyorlar her fırsatta, hiç utanmadan... Bu konu aylarca peşinden koşturarak çözüme ulaşmış, bizim Adana'da da belediye otobüsleri ve kaldırımlar engelsizleştirildi ve bunun büyük büyük reklamları yapıldı.. Fakat bilinmeyen yanı şuydu ki yasa gereği belediyeler zaten engellilere yönelik çalışmaları bu yıl sonuna kadar tamamlamalıydı. Hamili yakınlarını zengin etmekten sıra geldikçe bu konulara el atılır artık..

Sana bugün harika bir haberim var. Aylardır mücadelesini verdiğim Taksim Meydanı'na engelli erişimi için sonunda beklenen oldu! Artık engelliler ve bebekli aileler için Taksim’e ulaşmak çok daha kolay!

Tekerlekli sandalyeyle rahatlıkla erişebildiğim sınırlı yerlerden biri olduğu için sosyal hayatımda büyük yeri olan Taksim’e proje inşaatı yüzünden ulaşamayacağımı öğrendiğimde şok olmuştum. Hemen gidip yerinde kontrol ettim ve Radikal Gazetesi’nden Elif İnce ile bir deneme yaptık. Metrodan çıkıp meydana ulaşmamız –başkalarının da yardımlarıyla– tam 61 dakika sürdü! Tek sebebi sadece yol gösteren levhaların olmayışı ve iki büyük tümsekti.

Birkaç levha ve iki rampa için başlattığım imza kampanyasıyla, deyim yerindeyse bir bürokrasi savaşı verdim. İBB’ye iki rampa için tam 2722 imza teslim ettim. 3 ay dilekçeme cevap bile alamadım! Bürokratik prosedürlerin yanında, girdiğim müthiş bir telefon trafiği ile talebimi bireysel yollarla da ilettim.  Ve nihayet sonunda mutlu haber geldi!

Azmin zaferi denmez de ne denir buna? Hem ben hem de imzacılar bu işin peşini bırakmadık ve yılmadan arayıp rampaları istemeye devam ettik. Sonunda o rampalar yapıldı, yolu gösteren levha yeniden düzenlendi ve artık Taksim’e ulaşmak 61 dakika sürmeyecek!

2 Rampa için 4 ay mücadele etmek olumsuz bir tablo çizse de sonuç bize gösteriyor ki; talep ettiğimiz sürece arz da olur. Ne kadar çok istersek, o kadar kolay oluyor. Bu yüzden istemekten ve mücadele etmekten sakın vazgeçme.

Kendi başıma çıktığım bu yolda beni yalnız bırakmayan insanları görmek ne kadar cesaret vericiydi anlatamam. Meğer yalnız değilmişiz. İstersek yaparmışız! Bunu kendimize daha çok hatırlatmamız ve haklarımızı daha çok aramak gerek.

Umut ve cesaretle kal,

Sevgilerimle,

Simto Alev

13 Mart 2013 Çarşamba

Mim: Nasıl Kitap Okursun?

Yine çoook geç kaldığım bir mimle karşınızdayım. Yasemin Kokulu Bir Hayat blogunu pek muhterem yazarı Biricit, Nasıl Kitap Okursun? miminde beni de mimlemişti. Aynen görselindeki gibi bir Garfield olduğum için, bu yazı için fotoğraflar çektim, sonra kaybettim, e artık yazayım dedim :)

Öncelikle ortam neresi olursa olsun yata yata, döne döne kitap okurum :)) 
Yazlıkta şezlongda uzanırken, kulaklığım ve bilimum alet edavatın üzerimde güneş izi yapmaması için ilgili pozisyon alındıktan sonra, itinayla macera-gerilim, romantik-komedi gibi yazlık romanlar okunur :)
Kışın ise ev ortamı kitap okumaya pek müsait değil.. Okuldan pek fırsatım olmazdı zaten, onun dışında sürekli TV açık ve kışın ablamın odasında uyuduğum için lambayı açamıyorum gece. Yoksa en büyük zevkimdir uyumadan önce yatakta kitap okumak. Yan uyuduğum ve romanları da genelde öyle okuduğum için bazen sayfa değiştirdikçe diğer yanıma dönüyorum, işte tam bu durumda yatağın içinde turlarken ve kitabın sonunu merak ederken uzun bir gece beni bekliyor oluyor..
Evlendiğimde, her genç kızın rüyası gibi ben de koca bir kütüphane ve okuma kanepesi istiyorum.. Yalnız bu konuda da hassasım hemşehrim! :) Raflar, romanların boylarına uygun olacak, mutlaka cam ya da mobilya kapakları olmalı ki kitaplar hava alıp sararmasın. Kitaplar kendi aralarında türlerine, okunma sırası ve boylarına göre tanzim edilecek. Bu şartların tamamı birlikte sağlanamıyorsa psikoloji, tarih gibi türler göz önünde bulundurularak yazar ve boy sırası öncelikli parametre olarak göz önünde bulundurulacak! Zinhar kimseye ödünç roman verilmeyecek, sayfalar kırıştırılmadan ve katlanmadan okunacak.. 
İşte böyle, bu mimi yanıtlayanlar genelde okuma ortamlarından bahsetmişti ama benim için en mühimi okuduğum kitap sonraki dönemlerde kütüphanemde yer almalı ve kırışmamış olmalı.. Bu sebeple başkasından kitap almam..
Yine geç kaldığım ve herkes bu mimi yanıtladığı için yapmayan herkese adıyorum :)


Avon Temsilciliği?

Avon temsilciliği için internetten form doldurup, beni yönlendirdikleri kadınla bir türlü buluşamamıştım. Daha sonra da yok onun fotokopisi, yok bunun faturası istenince sinirlendim vazgeçtim..
Az önce kargo ile bir tane Perfect Kiss yollamışlar ve faturaya temsilci numaramı eklemişler. Şifre almak için tekrar web sayfalarına baktım ama doğum tarihimin yanlış olduğunu iddia ediyor.
Şimdi beni temsilci mi yapmışlar, nolmuş ben anlamadım! :)
Neyse bari ruju açayım, elimden geri almazlar herhalde! :D

10 Mart 2013 Pazar

Gratis 8 Mart Kadınlar Günü İndirimi 2

Gratis'ten yeni alışverişlerle geri döndüm :)) Çok sevdiğimiz minik kremlerin markası olan Body Care&Spa markasını bir miktar iç etmiş olabilirim :) El ve vücut kremini ellerimde denedim tatlı hafif kokusuna bayıldım.. 
Scrub 7,75
Vücut losyonu 6,75
Duş jeli 5,75 lira üzerinden %40 indirim ile alındı. Bence diğer markalarına göre çok daha ucuza geldi. 500 ml ve Alman malı olan bu markanın kaliteli oldğuunu düşünüyorum.. Nitekim vücut losyonundan kokusuna bile bakmadan iki tane aldım :)

Kalan son bacak losyonunu aldım denemek için, 3,75'ten indirimde iyi değilse de canı sağolsun :)
Benri  pompalı asetonumu nemlendirici versiyonu ile yedekledim ve koyu renkler için olan aseton için Gratis'i ayağa kaldırdım ve buldular :D Bu alışverişim Adana Real Gratis'tendi daha fazla ürün bulup daha rahat dolaşabiliyorum ama yine de haftasonu kalabalığı vardı...
Bu parfümleri daha önce de koklayıp seçememiştim Cherry Blossom olanını aldım 12,50'den %40 indirimle düştü yine.. Sonraki indirimlerde başka çeşitlerini özellikle de pudralı kokusunu istiyorum :)
Yine Benri pamuk :D El alışkanlığından resmen.. Sanırım 4 tane kare 1 tane disk pamuk yedeklemiş oldum! :s
Vee The Balm'dan alıp alabileceğim son ürünler herhalde.. En azından yeni çıkan ürünleri Türkiye'ye gelene kadar.. Fırçalardan Give Crease a Chance! i seçtim, ahhh bu Balm'ın manidar isimleri! :D Göz kıvrımım dar olduğu için bu fırçaları çok beğendim ama tek renk far uygulaması çok yaptığım için, büyük far fırçalı olanı seçtim. Sevdiğim gibi gayet yumuş yumuş :)) 12,50 ye geldi.
Work is overrated farı hangi kafayla aldım bilmiyorum, çok uçuşuyor ambalajını yerinden bile oynatmam sanırım, o da 7,75'e geldi. Ve The Balm sayfası böylece kapandı....
Bıraksalar hala bir şeyler alabilirdim ama en son kuzenim çekiştiriyordu beni mağazadan, kızlar abimi kapmadan çıkayım dedim =))
Cilt bakımı olayına hiç girmedim sanırım 2-3 yıllık stoğum oldu! Ben yine çekiliş kazandım haberiniz var mı? Biliyorum bana sövüyorsunuz, valla bu sefer ben bile inanmadım kazandığıma! :D
Sevgili Moda Masalları'nın şu linkteki Bioderma hediyelerini kazandım :) Cilt tipime ve zevkime çok uygun 3 çekiliş kazanmanın derin mutluluğu içindeyim sayın seyircilerim! Hayatım dümdüz giderken bu ciciler beni bir nebze mutlu etti, dilerim siz gerçek hayatlarınızda daha gerçek şeylerle mutlu olursunuz.. Sarılın sevdiceklerinize......

8 Mart 2013 Cuma

Gratis 8 Mart Kadınlar Günü İndirimi

İndirimin ilk gününde bir şey bulamadım sayın seyirciler... The Balm %50 indirimi ile Ima Goodkisser ruju ve Gratis'e özel ürünlerden %40 indirimle her zamanki gibi Benri pamuk, güllü ve kolajenli Cala temizleme mendili, el sabunu vs aldım... 
Benri pamukların bir yüzü dokulu bir yüzü düz. Kenarları dikişli olsa da ben paketinden alırken dağılıyor bazen yine de yumuşak olduğu için seviyorum..
Anneler gününde de renkli kozmetikte genel bir indirim olmazsa bence birçok kişi ihtiyaç dışı alışverişi bırakır. Hatta umarım öyle olur :)
Pierre yeni gelmiş, soyulabilen maske ve peeling aldım 14,75'ten %40 indirimde yine...
Soyulabilen maskeyi çok beğendim, ilk denememde biraz ince bir kat sürmüşüm, çıkarması zor oldu ama yumuşak bir cilt bırakıyor geride.. 
İndirim sanırım 3 gün devam edecek tekrar uğrayabilirim. Diğer indirimler pek cezbedici değildi, Watson's'ta da çoğu markada ikinci ürün %50 indirimli biliyorsunuz.. Bana uzak kaldığından, buradan orayı gitmemi hakkedecek bir indirim yok :)
Helen Harper ped ve Kotex 30 lira üzerine 1-2 lira civarında. 
The Balm fırçaların indirimde olmadığı söylendi, alan ya da bilen var mı? 

2 Mart 2013 Cumartesi

Amazon Real Techniques Alışverişi

Çok jet hızıyla Amazon alışverişimi anlatacağım, sorularınızı bırakın yardımcı olurum. Kargom tam iki haftada geldi, Amazon hesabımda kargo hala Toledo'da taşıma halinde görünüyor onu çözemedim ama sanırım oraya kadar takipli.. Yurda girdikten sonra Yurtiçi kargo tarafından teslim edildi. Daha önceki Coastal Scents alışverişim PTT kargo ile gelmişti. Amazon, yurtdışı transferi için her alışverişte farklı firmalar kullanıyor sanırım, cloud10 de olduğu gibi Amazon'dan gelen paketlerde de kaybolanlar olmuş. 
Gördüğünüz gibi şimdilik en acil olan Expert Face Brush, Blush Brush, Kabuki'yi seçtim ve burada bulsak da pahalı olan Ecotools altılı göz setini ekledim ki onun ambalajı ve fırçaları değişmiş çok beğendim ;)
Expert: 8.79
EcoTools 7.99
Blush: 8.15
Kabuki 9.98 Dolardı ben aldığımda, bu tutarlar her gün çok az oranda değişebiliyor. Kargoya 13.83 dolar ödedim, cloud10beauty.com dan pahalı bir kargo fakat dolar bazında ödeme yaptığınız için, kargo dahil çok daha az bir paraya almış oldum.. Toplam 48,74 dolar tuttu, aynı alışveriş diğer sitede 40 küsur Euro. Daha hızlı geldiği için orayı da seçebilirsiniz ama bu fırçaların tanesine 40-50 lira verip yurtiçinde online satış yapanlardan alacağınıza iki hafta bekleyin derim...
Benim kredi kartı numaram değiştiği için Paypal kullanamadım, direk kredi kartı bilgilerimi kullandım, sonraki bir gün içinde Amazon mail atıyor zaten, siparişe ekleme ya da tamamen iptal etme işlemleri yapabiliyorsunuz.
Toledo'da kargomun takılmasıyla ilgili bir mesaj attığımdaysa bana çok uzun cevaplar verdiler, yarısını anlamadım ama çok mutlu oldum bu kadar ilgilenmelerine, gecikse bile sorun değildi. 18 Şubatta verdiğim siparişin son teslim tarihi 10 Mart olarak belirlendi sitede, bu tarihe kadar gelmezse bilgi talep edebiliyorsunuz ama bugün 2 Martta tam iki haftada elimdeydi..
Karton kutuda, zarf gibi ucundan yapıştırılmış olarak geldi. Fiyat ve gramajına kadar tüm bilgiler ürün bazında tek tek yazılmış olmasına rağmen, yine içini açıp bakan olmamış :) Ama tabii ki kimse kozmetik için bu garantiyi veremez..
Amazon daha önce başka taşıma şirketleriyle çalışıyormuş sanırım ama benim siparişim i-parcel ile geldi ve bir mail atıp vatandaşlık numaranızı istiyorlar, yılda 5 kere sipariş verme sınırını geçmiş misiniz diye kontrol ediyorlar. Bunu geçti iseniz hemen evdeki anneniz, babanız, kocanızın adına siparişi verin :) Yalnız sorun olması halinde gümrüğe birlikte gidebileceğiniz kişileri seçin.
Bu bebekler bana doğum günü hediyesi oldu :) Arkadaşımla buluşmak üzere hazırlanmaya kaçıyorum, sorularınıza her zamanki gibi itinayla yanıt verilir :)) Öptüm hepinizi ;)